Mersin Tomris Nadir Mutri Kilisesi Vakıf Başkanı Sn.Can Arap İle Röportajım

Tarih 12.03.2023
Yer: Mersin Ortodoks Kilisesi

Büyük bir fotoğrafçı gurubu Mu Cang Chai’de tripodları ile fotoğraf çekmek için konuşlanıyorlar. (Fotoğraf: Mike Pollock)

Vakıf Başkanı Can Arap

Anadolu Üniversitesi Muhasebe Bölümü ve sonrasında Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Mezunu, halen Aynı Üniversitenin Tarih Bölümü öğrencisi. 2022 Aralık ayında Kilise Vakıf Başkanlığına seçildi.
Gönüllü ekibi ile 6 Şubat depreminden hemen sonra kilisenin içi dahil olmak üzere acil sığınma yerleri açarak Hatay’dan gelen başta Hristiyanlar olmak üzere her inançtan depremzedenin barınmasını çok kısa sürede sağladı. Kurduğu ve beraber çalıştığı gönüllü ekibi ile gerek barınma gerekse yardım taleplerinde takdire değer işler yapmaya devam ediyor.
Can Arap Başkan ve ekibinin gece gündüz demeden, sevgilerini de katarak yapmakta oldukları gönüllü çalışmalardan fırsat bulup bu röportaj için zaman ayırmasını çok değerli buluyor ve teşekkür ediyorum.
İletişim: mersinortodoks@outlook.com, can_arap33@hotmail.com

Bu röportajı yapmak istememin üç ana nedeni var;
1. Sevgilerini ve sabırlarını katarak gönüllü çalışan bu güzide ekibi tanıtmak,
2. Halen Vakfın barınma dahil her türlü desteği verdiği depremzedelerle ilgili güncel bilgileri paylaşmak,
3. Röportajı okuduktan sonra tekrar düşünmenizi ve yapılan çalışmaların sürdürülebilir olması adına “bağış ve her türlü yardım” çalışmalarına destek için kendinize “ben ne yapabilirim, nasıl yardımcı olabilirim?” diye sorup elinizden geleni yapmanızı dilemek

Soru 1:

Deprem hemen sonrasından başlayarak bugüne kadar Hatay ilinden gelen ve Ortodoks Kilise Vakfı aracılığı ile sizlere, barınma, giyecek, yiyecek vb. talep edenlerin yaklaşık toplam sayısı hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap:

Kilisemiz deprem sonrası bir çeşit Kurtarma ve Transfer üssü oldu. Kilisemizin her alanı buluşma ve toplanma merkezine dönüştü. Gençlik kollarımız samimi söylemek gerekirse tarih
yazdı. Gençleri bir araya getirirken geleceğin yöneticilerinin yetişmesi ve Kilisemizi sosyal-kültürel anlamda geleceğe taşıma hedefi vardı. Doğrusu beklediğimden büyük işler yaptılar. İlk olarak bir kabul masası kuruldu. Gelen kişilerin Hatay’ın hangi ilçe veya köyünden geldiğini, kimlik bilgisi, telefon bilgisi gibi şimdi ve sonrasında iletişimi sağlayacak kayıtlar yapıldı. Bu masada 730 kişi kayıt yaptı. İçlerinde Hristiyan, Müslüman ve hatta Suriyeli de vardı. Bazı kişilerin kayıt yaptırmadan Kiliseden ayrıldığını biliyoruz. Yine kayıt yaptırmadan Mersin’deki ailelerinin yanlarına yerleşenlerin olduğunu da biliyoruz. Süreç başladığında kişi sayısı öngörümüz yoktu ama 730 kişi de beklemiyorduk. Bugün bile geriye dönüp düşündüğümde ilk kriz aşamasında yapılanları cemaatimizin dayanışma gücünün göstergesi olarak görüyorum.

Büyük bir fotoğrafçı gurubu Mu Cang Chai’de tripodları ile fotoğraf çekmek için konuşlanıyorlar. (Fotoğraf: Mike Pollock)
Büyük bir fotoğrafçı gurubu Mu Cang Chai’de tripodları ile fotoğraf çekmek için konuşlanıyorlar. (Fotoğraf: Mike Pollock)

Her yöre için kayıt ve ihtiyaç giderme masaları oluşturuldu

Büyük bir fotoğrafçı gurubu Mu Cang Chai’de tripodları ile fotoğraf çekmek için konuşlanıyorlar. (Fotoğraf: Mike Pollock)

Kilise Bahçesinde çocuklar için oyun alanı kuruldu

Büyük bir fotoğrafçı gurubu Mu Cang Chai’de tripodları ile fotoğraf çekmek için konuşlanıyorlar. (Fotoğraf: Mike Pollock)

Kilise avlusunda bağışçılardan gelen giysiler ihtiyacı olanlara dağıtıldı

Soru 2:

Depremin hemen ertesinde Mersin Ortodoks Kilisesinin içi dahil toplantı salonlarını sağ kurtulup gelen depremzedelerin acil barınma ihtiyaçları için kullanıma açmış olmanızı çok önemsiyorum ve değerli buluyorum. Depremin üzerinden geçen yaklaşık bir ay içinde size kalacak yer için başvuran kişi ve aileler için Mersin ve civarında hayırseverlerin katkıları ile süreli kullanıma açık otel, pansiyon vb. yerler bulduğunuzu da gözlemliyorum. Bu bir aylık sürede toplam kaç kişi ya da aileye bu tür barınma yerlerini sağlama başarısını gösterdiniz? Düzenli Kayıt tutuyor musunuz?

Cevap 2:

Depremzede kardeşlerimiz şaşkınlık verecek bir hareket halindeler. Bazıları kişisel bilgilerini vermedi. Bu nedenle kaç kişiye barınma yeri sağlama yanıtımız net olmayacaktır. Listelerimize göre ilk iki günde, Gelecek Koleji 39, Bahçeşehir Koleji 31, Katolik Kilisesi Misafirhanesi 37 kişi kabul etti. Geçici olarak eşyalı daireye yerleştirilen 10 kişi oldu. Kilise kabul salonumuzda 35-40, Kilise ibadethanesinde 35-40 kişi yerleştirildi. Diğerleri Mersin’deki akrabalarının yanına yerleşti. Müslüman ve Suriyeli kardeşlerimiz bir kaç gece kaldıktan sonra başka yerler açılınca ayrıldı kilisemizden ayrıldılar. Adının açıklanmasını istemeyen değerli bir bağışçımız bize ortalama 8-10 gün için 100 kişilik otel /konaklama sponsoru oldu. Bu bize, 13 Şubat tarihinde 6,5 şiddetinde olup Mersin’de net hissedilen Arsuz depremi olana kadar, kısmi bir bütçesel rahatlama sağladı. Bu dönemde depremzede kardeşlerimizden ve özellikle otelde kalanlardan çok olumlu izlenimler alınmaya başlandı.

Büyük bir fotoğrafçı gurubu Mu Cang Chai’de tripodları ile fotoğraf çekmek için konuşlanıyorlar. (Fotoğraf: Mike Pollock)

Mersin Ortodoks Kilisesinde depremzedeler için hazırlanan geçici yatakhane

Soru 3:

Bir aylık süre sonunda gelinen noktada halen kaç kişi ve aileye barınma yeri sağlamaktasınız?

Cevap 3:

Şu an Kilisemiz salonunda konaklayan sayısı 5. Ancak Deprem söylentileri olunca bir anda sayı 15-20’ye ulaşabiliyor. Halen korkuyor insanlar. Katolik Kilisesi 40 kişi barındırıyor. Bazı kardeşlerimiz onlara otel teklifi sunulmasına rağmen bir arada yaşamanın huzuru ve kaldıkları yerin deprem güvenliği açısından olsa gerek otele geçmiyorlar. Bu arada bir apart otel ile anlaştık. Bağışçıların nakdi yardımı ile 14 aileyi orada (yaklaşık 65 kişi) barındırıyoruz.

Kilise gönüllü gençlik kolları, ihtiyacı olan
depremzedeler için kayıt alıyorlar

Bağışçıların yardımları ile her gün üç öğün yemek
dağıtılıyor

Soru 4:

Bu hizmetlerin verilmesi için kararlarda Antakya Ortodoks Kilisesi ile işbirliğiniz ve işbölümünüz hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap 4:

Antakya Ortodoks Kilisesi mensubu kardeşlerimiz depremden en çok zarar görenler oldu maalesef. Samandağ’da da durum benzer. Deprem mağduru oldukları için Yönetim Kurullarının her biri farklı sorunlar yaşadıkları ve farklı yerlerde oldukları için tam bir işbirliği olduğunu ifade etmek güç. Mersin biraz ön almış durumda. Şimdilerde yavaş yavaş Antakya kadrosu kendi toplantılarını Başkan Fadi Huri Bey eşliğinde yöneticileri ile gerçekleştirebiliyorlar. Hatta Fadi Bey bir tır gıda ve destek ürün bağışını Mersin’e indirdi. Yönetim Kurulu üyemiz Can Fırsatbul, bir işyerini depo olarak tahsis etti. Bu destekler bizi çok ama çok güçlendirdi. Kilise içinde yer sıkıntısı olması sebebi ile bize bağış gelen konteynıra gerekli düzen ve temizliği sağlayıp ofis olarak Antakya Ortodoks Kilisesi Vakfının kullanımına açtık. Yeni yeni Fadi Bey ile kalacak yer ve kişiler hakkında istişare ve beraber hareket etme sürecinin oluşmaya başladığını söyleyebilirim.

Kilise avlusu küçük büyük herkesin buluşma yeri oldu

Soru 5:

Bir aylık süre içinde depremzedelere sağlamakta olduğunuz barınma giyecek yiyecek vb. hizmetlerinin Mersin ve Antakya Ortodoks cemaat Vakıflarına ulaşan kişisel ve kurumsal hayırsever bağışları ile devam ettirilebildiğini biliyorum. Önümüzdeki iki ay içinde mevcut bağışlarla, vermekte olduğunuz hizmetleri devam ettirebileceğinizi öngörüyor musunuz?

Cevap 5:

Sorunuzu cevaplamaya krizi çeşitli aşamalar ile değerlendirdiğimi söyleyerek başlamak isterim. İlk aşama tamamlandı yani deprem alanından uzaklaşma, barınma, sağlık hizmeti, yemek-kıyafet temini hatta bir kısım okul kaydı, öğrencilere harçlık gibi. Şimdi ikinci süreç başladı. “Biz ne olacağız sorusu”nun yanıtlanması, gelecek kaygısının giderilmesi konularına eğilmeye gayret ediyoruz. Bu ikinci süreci Haziran ayı yani okullar kapanıncaya kadar olan süre olarak belirledik. Mart ayı için durumu gelen bağışları da göz önüne alarak garantiye aldık. Nisan ve Mayıs için de elimizdeki bütçe ve yurtdışındaki kardeşlerimizden gelecek güçlü bağışların devam edeceği mesajları nedeniyle moralimiz yüksek tutuyoruz ve umutluyuz. Çeşitli sosyal medya mecralarında “Yıkılan Kilise inşaatları” için vakıf hesapları paylaşıldığını görüyoruz. Sanıyorum vakıf hesabını paylaşmayan tek kiliseyiz, çünkü misyonumuz ilk etapta deprem alanına yardım götürmek idi. Daha sonra buraya gelen 750-1000 arası kişiye yardımcı olmaya yoğunlaştık. Vakıf hesabımızı özel olarak istenirse veriyoruz. Şartlı bir bağış kabul etmiyoruz. Sadece yurtdışından bir bağışçımız bize 6.000 Euro gönderdi. Ve beni beni arayıp “bu parayı Mersindeki depremzedelere eşit dağıt” dedi. Bizde ilk etapta 116 aileye dağıttık. Burada bir parantez açmak istiyorum. Mersin Kilisesi, Yönetim Kurulu ve Cemaati olarak kardeşlerimizin hangi il, ilçe ya da köyden geldiğine bakmıyoruz. Hepsi için ortak bir tanımımız var: “Kardeşlerimiz”, “Hatay ilinden gelen depremzede kardeşlerimiz”

Yurtdışı ve yurtiçinden gelen bağışlar için teşekkür belgeleri ve şiltler veriliyor, bağış hesapları şeffaf bir şekilde denetleniyor

Soru 6:

Otel, pansiyon, site vb. barınma yerlerini depremzedelerin daha ne zamana kadar kullanabileceğini söyleyebiliyor musunuz?

Cevap 6:

Doğrusu yerel – ülke içi bağışlar durdu. Örneğin bizim Kilise Cemaatimiz iki yılda Kilisemiz için yaptığı-yapabileceği bağışı iki günde ve çoğunlukla nakit olarak yaptı. Çokça insan acıyı paylaşarak bağış gönderdi. Hepsine, Mersin Halkına ve yurtdışı desteklere müteşekkiriz. Henüz şahsen teşekkür etme fırsatımız olmadı. Aracılığınız ile minnet duygularımı bir kez daha ifade etmek isterim. Deprem mağdurları için başta devletimizin imkanları ve yurtdışı bağışları için PROJE üreterek devam edebiliriz. Proje üretmek için amatör kalıyoruz. Organizasyonumuz gönüllülük esasına dayalı. Yönetim Kurulu ve gençlik kolları üyelerinin hepsinin işi gücü var. Evlerinde deprem mağduru akrabaları var. Kadın kollarının evlerinde deprem mağduru misafirleri var. Buna rağmen, acılara rağmen, iyi işler yapmaya hep beraber gayret ettik.

Kilisemize çokça övgüler geliyor ve bu bizi daha iyi şeyler yapmaya teşvik ediyor. Size doğrusunu söyleyeyim; Mersin Kent halkı ve Mersin Cemaati ile gurur duyuyorum. Bir TAKIM oyunu sonucu güzel sonuçlara ulaştık. Dünyada ilk kez afet ülkemizde olmadı. Bu nedenle afetlerden sonra yapılması gerekenlere yönelik çeşitli aksiyon planları vardır, bir yol haritası vardır. Başarmak için her şeyi ben bilirim mantığından, öne çıkma duygusundan arınmalı ve kurumsal arayışa geçilmeli. Proje üretme konusunda danışmanlık almalıyız. Sponsor / para bulmalıyız.

Soru 7:

Sürdürülebilirlik açısından deprem bağışlarının devamını nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz?

Cevap 7:

Bize yapılan ama şimdilerde duran bağışlar ile apart otel ve evlere iaşe sağlama açısından Mart, Nisan ayını rahatlıkla, Mayıs ayını zorlanarak döndürebiliriz. Ama Haziran için mutlaka şimdiden çalışma yapmamız gerekiyor. Bu arada devletimizin yapacağı desteklerin önümüzdeki günlerde daha net ortaya çıkacağını ve artarak devam edeceğini ümit ediyoruz.

Soru 8:

İnanç sistemi açısından bir parçası olduğunuz Antakya Ortodoks Kilisesi Patrikliğinin, depremzedelere hizmet sürdürülebilirliği açısından mevcut ve gelecekte olmasını düşündüğünüz maddi manevi katkıları nelerdir?

Cevap 8:

Önemli bir soru. Biz deprem öncesi Kadasetli Antakya Kilisesi Patriğimiz X. Yuhanna Yazıcı Hazretlerinin yanına Lübnan/Beyrut’ta bulunan Belement Üniversitesi ve Manastırına, kendilerinin Türkiye’ye yapacağı ziyareti planlamak için gitmiştik. Depremden üç saat önce tüm vakıf başkanları ve Pederleri ile uçaktan inmiştik. Yolculuk dönüşü depreme maruz kaldığımız için olsa gerek deprem ve deprem endişesinin benim üzerimde ayrı bir ağır etkisi olduğunu ifade edebilirim. Bununla beraber Deprem’den bu yana Patrik Hazretleri beni üç kez aradı. Kendileri bize maddi ve manevi üst düzeyde destek vermektedir. Doğrusu bu durum bende ayrı ve yüksek bir motivasyon yarattı ve yaratıyor. Bazen birkaç saat uyuyup planlama yapmak için uyanık kalıp çalışıyorum ve şimdilik tam bir yorgunluk olmadı. Manevi güçten ve yardım etme hissinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ayrıca iki değerli Metropoliti (Seyidna Kosta, Seyidna Arsonyos) ve iki değerli bilim insanını (Velid bey ve Ghassan bey) destek amacıyla gönderdiler. Hem bizi hem de deprem alanını ve insanlarımızı yerinde görüp tespit yaptılar, yardımları planladılar. Bugün bu röportajı yaparken Metropolit Seyidna Kosta ve yardımcısı Abuna Ghassan Adana Şakirpaşa’ya inecek. İkinci tur yardım organizasyonu için geliyorlar, onları almaya gideceğim.

Soru 9:

Kilise avlunuzun depremzedeler için bir buluşma ve rahat zaman geçirme mekanına evrildiğini gözlemliyorum. Bu değerli mekanın temizliği, yemek, çay, kahve servisi vb. hizmetleri nasıl çözüyorsunuz?

Cevap 9:

Bu hizmetleri önceleri kadınlar kolu ve mevcut kilise çalışanları ile yapmaya çalıştık. Ancak bu şekilde sistem sürdürülebilir değildi. Yine cemaatimiz üyesi kişilerden ücretli ya da gönüllü destek ile hizmeti sürdürmeye çalışıyoruz. Belirttiğim ek insan desteği olmasaydı kadınlar kolunu toplu halde herhalde hastaneye tedaviye yatırırdık.

Kilise Gönüllü Kadınlar Kolu canla başla yemek servisi için çalışıyor, depremzedeler de yardım ediyorlar

Soru 10:

Depremzedeler, kilise avlusu ve yemek salonunda verilen bu hizmetlerde gönüllü olarak ve düzenli yer alıyorlar mı?

Cevap 10:

Tam bir düzen içinde olduğunu söyleyemem ancak özellikle ve net olarak ben bir yardım istediğimde kadın-erkek herkes koşuyor. Her söylenen söz, her hareket çok önemli. Duygusal durumdalar. Nazik ve dikkatli olmak gerekiyor. Şahsen sürekli emirlerinde olduğumuzu söylüyorum ama iyileşmeleri için aktiviteler yapmaya başlamaları lazım. Şimdilerde deprem mağduru gençlerden Selim Bolatoğlu’nu depo sorumlusu yaptık. Kayıt masası sorumlusu Mişel Nasraoğlu ve gençlik kolları başkanı Can Yazırlıoğlu ile tam bir uyum içinde olduğunu görmek beni sevindiriyor. Bu bir model /örnek olacaktır.

Soru 11:

Mersin ve Antakya Kilise Pederlerinin bu yardım organizasyonda pozisyonları ve görevleri nasıl belirlenmiştir? Katkıları hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap 11:

Antakya Pederlerimiz ciddi deprem mağduru. Ailelerinde ve arkadaşlarında kayıplar var. Aileleri başka yerde, kendileri Mersin’de. Evet Abuna’lar ve önemli ruhani görevleri var ama onlarda İNSAN ve ihtiyaçları var. Motivasyona ihtiyaçları var. Aile birlikleri sağlanmalı. Mersin Kilisesi Abunamız İspir Coşkun Teymur ile birlikte misafirpervelikte kusursuz davranmaya çalışıyoruz. Karşılıklı uyum var. Yönetim Kurulu olarak ve Başkan olarak onları kendimizden ayrı görmüyoruz. Tüm kardeşlerimize ”Biz Siziz, Siz Bizsiniz” diyorum.

a

Antakya Kilisesi Pederleri bir Paskalya Ayininde

2023-03-17T23:35:57+03:00